Günler geçiyor, takvimden yapraklar birer birer koparken alnımızdaki çizgiler belirginleşmeye dursun. Bir haftanın yorgunluğunu attığımız bir Cuma günü ben, Mahmut ve Mustafa Üsküdar'ın eşsiz manzarasına karşı sıcak salebimizi içerken hayallere daldık yine. Ne zaman unuttuk çocukluğumuzu, aynı sokakta koşup top oynadığımız günleri, elimizde kitaplarla okulun yolunu eskittiğimiz günleri...Şimdi eli ekmek tutan, evlilik hayali kuran, güzel günlerin bizi beklediğini ümit eden yetişkin adamlar olmuşuz. Halimize bakıp gülüyoruz.
Bir insanın en önemli zenginliği onun hayatının anlamıdır. Olgun insan bu hazineyi kaybetmeyi göze alamaz. Hiçbir zaman karamsar olmadım, siz öyle zannettiniz. Çünkü sorgulamak işinize gelmedi, güvende olmak için hep bir adım geride kaldınız. Kaybedecek bir şeyimin olmadığını anladığım gün, özgürlüğün tadına vardım. Yoksulluk mu? Üniversitede parasız geçen günlerimizi unutmadık. Ne istediysek babamız aldı ama biz de ne isteyeceğimizi her zaman bildik. Para kazanmaya başlayınca daha iyi anladık. Bir insanı değerlendirmek için nelere sahip olduğuna değil, sahip oldukları ile neler yaptığına bak demişler. Küçük bir mahalle, aynı hayalde kenetlenen birkaç dost, sıcak bir çay ile memleketi kurtarma arzusu, yarınlara ümitle bakan ama geçmişini ve bugününü sorgulamayı ihmal etmeyen bir avuç genç adamız.
Sıradan insanlara aşık olduk kendimiz gibi, bir beklentimiz olmadı hiç. Hayallerimiz belki boyumuzdan büyüktü ama her şey daha mutlu olmak adınaydı. Küçük bir çocuk iken hangimiz futbolcu olmanın hayalini kurmadık. O günkü aklımız ile en kısa yoldan zengin olmanın tek yoluydu. Annemizi saraylarda yaşatacaktık, babamız belki de gerçekten emekliye ayrılacaktı. Belki diyorum hiçbir şey yolunda gitmedi ama hiçbir şey de bizi yolumuzdan etmedi. Her zaman kitaplara verdik sırtımızı. Kurabiyelerimizi çaya batırarak yedik, kuru fasulye pilavsız olmadı sofralarımızda.
Doygunluk hissini bastırmak için ekmeğe dadanmadık, daha çok para kazanmak için başkasının sırtına da basmadık. Kendi yolculuğumuzu yapmak için buradayız, kendimiz olabilme cesareti bulduğumuz bu günlerde bakmayın düşüncelere daldığımıza şafak doğmadan önce bastıran karanlığın farkındayız. Paranın satın alamayacağı dostluklarımız, anılarımız var. İyi bir kariyerin veremeyeceği huzur ve saadet var evlerimizde. Paylaştıkça çoğalan sevgimiz, yüzümüzden eksik olmayan gülümsememiz var. Alışveriş merkezlerinden çıkmayan, kollarını poşetlerle dolduran kalabalıklardan uzak duran, teknolojiye mesafeli yaklaşan, cebinde kendisinden akıllı olmayan telefon taşıyan nesli tükenmekte olan bir azınlık olsak da mutlu olmaya çaba sarfediyoruz.
Yarın öbür gün huzur dolu sıcak yuvamızı terk edip, kendi mutlu yuvamızı kuracağız. Misal evimde televizyonu sadece film izlemek için açacağız. Akşamları konuşmadan televizyona bakmak yerine, bir koltukta ben, bir koltukta eşim karşılıklı çay içerken kitap okuyacağız. Salon boydan boya raf, raflarda ağzına kadar kitapla dolu olacak. Her akşam bir demlik çayımız mutlaka kaynayacak. Çocuklarımıza bırakacağımız mirasımız bankada birikmiş mevduat, değeri her geçen gün artan bir gayrimenkul olmayacak fakat gölgemizde huzuru kollarımızda mutluluğu tadan şanslı keratalar olmaları için elimizden gelene yapacağız. Martin Luther King'in meşhur hitabeti gibi "Bir hayalim var" gerçekleşeceğini göremesem bile o yolda yaşlanmak bile yeter....
Bir insanın en önemli zenginliği onun hayatının anlamıdır. Olgun insan bu hazineyi kaybetmeyi göze alamaz. Hiçbir zaman karamsar olmadım, siz öyle zannettiniz. Çünkü sorgulamak işinize gelmedi, güvende olmak için hep bir adım geride kaldınız. Kaybedecek bir şeyimin olmadığını anladığım gün, özgürlüğün tadına vardım. Yoksulluk mu? Üniversitede parasız geçen günlerimizi unutmadık. Ne istediysek babamız aldı ama biz de ne isteyeceğimizi her zaman bildik. Para kazanmaya başlayınca daha iyi anladık. Bir insanı değerlendirmek için nelere sahip olduğuna değil, sahip oldukları ile neler yaptığına bak demişler. Küçük bir mahalle, aynı hayalde kenetlenen birkaç dost, sıcak bir çay ile memleketi kurtarma arzusu, yarınlara ümitle bakan ama geçmişini ve bugününü sorgulamayı ihmal etmeyen bir avuç genç adamız.
Sıradan insanlara aşık olduk kendimiz gibi, bir beklentimiz olmadı hiç. Hayallerimiz belki boyumuzdan büyüktü ama her şey daha mutlu olmak adınaydı. Küçük bir çocuk iken hangimiz futbolcu olmanın hayalini kurmadık. O günkü aklımız ile en kısa yoldan zengin olmanın tek yoluydu. Annemizi saraylarda yaşatacaktık, babamız belki de gerçekten emekliye ayrılacaktı. Belki diyorum hiçbir şey yolunda gitmedi ama hiçbir şey de bizi yolumuzdan etmedi. Her zaman kitaplara verdik sırtımızı. Kurabiyelerimizi çaya batırarak yedik, kuru fasulye pilavsız olmadı sofralarımızda.
Doygunluk hissini bastırmak için ekmeğe dadanmadık, daha çok para kazanmak için başkasının sırtına da basmadık. Kendi yolculuğumuzu yapmak için buradayız, kendimiz olabilme cesareti bulduğumuz bu günlerde bakmayın düşüncelere daldığımıza şafak doğmadan önce bastıran karanlığın farkındayız. Paranın satın alamayacağı dostluklarımız, anılarımız var. İyi bir kariyerin veremeyeceği huzur ve saadet var evlerimizde. Paylaştıkça çoğalan sevgimiz, yüzümüzden eksik olmayan gülümsememiz var. Alışveriş merkezlerinden çıkmayan, kollarını poşetlerle dolduran kalabalıklardan uzak duran, teknolojiye mesafeli yaklaşan, cebinde kendisinden akıllı olmayan telefon taşıyan nesli tükenmekte olan bir azınlık olsak da mutlu olmaya çaba sarfediyoruz.
Yarın öbür gün huzur dolu sıcak yuvamızı terk edip, kendi mutlu yuvamızı kuracağız. Misal evimde televizyonu sadece film izlemek için açacağız. Akşamları konuşmadan televizyona bakmak yerine, bir koltukta ben, bir koltukta eşim karşılıklı çay içerken kitap okuyacağız. Salon boydan boya raf, raflarda ağzına kadar kitapla dolu olacak. Her akşam bir demlik çayımız mutlaka kaynayacak. Çocuklarımıza bırakacağımız mirasımız bankada birikmiş mevduat, değeri her geçen gün artan bir gayrimenkul olmayacak fakat gölgemizde huzuru kollarımızda mutluluğu tadan şanslı keratalar olmaları için elimizden gelene yapacağız. Martin Luther King'in meşhur hitabeti gibi "Bir hayalim var" gerçekleşeceğini göremesem bile o yolda yaşlanmak bile yeter....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder