Bir Cumartesi sabahı daha derin bir iç çekerek gözlerimi açıyorum dünyaya. Birkaç dakika yorganı bacaklarımın arasında sıkıştırarak onun soğuk yerlerine dokunuyorum. Yüzümde aptal bir gülümseme, amaçsız bir mutluluk... Benim hikayem kaldığı yerden devam ederken aklıma başkalarının hayat hikayeleri geliyor. Hani bir ümitle elinize aldığınız kitabın orta yerinde sıkılıp başka bir kitaba geçersiniz ya. İşte kendimi yarım bırakılmış bir kitap gibi hissediyorum.
Çocuk iken geceleyin korktuğumda şirinler köyünü düşünüp kendi kendime şarkılarını mırıldanırdım. Kocaman adam oldum artık, belki korkmuyorum ama bazen canım çok sıkılıyor. İşte o zaman aklıma çocukluğumun İzmit'i geliyor. Sabahın altısında inek otlatmaya giden arkadaşlarımın peşinden koşmaya gittiğim günler. Anneannemle tarlaya inip fındık topladığım günler dün gibi aklımda. İnsanlarla aramıza koca dağlar girmemiş henüz. Yaratılanı Yaratan'dan ötürü sevdiğimiz günler. Zengin-fakir, iş-güç ayrımı olmadan beraberdik. Şeker portakalını okuyup bahçeye portakal ağacı dikmeye karar verdiğimiz günler hani. Hangi zaman oldu bilmiyorum ama birisi içimdeki masum çocuğu vurdu. Ben maneviyat dedikçe birileri maddiyatı gözüme soktu. Bin bir emekle okulu bitirip mezun olduğumda kendimi milyonluk eşeklerin, ruhsuz ibnelerin arasında buldum. Koca koca binalar, parfüm kokan koridorlar, dedikodu kazanı kaynatılan ofislerdeyiz. Aziz Nesin diyor ya; İnsanoğlu naziktir, ağır sözü kaldırmaz. Eşek dersin kızar da; sırtına bin aldırmaz...
Peki ben ne istiyorum derseniz? Cahil insanların mutluluğundan istiyorum biraz, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olsam mesela. Adam gibi sevmeden bir sevdaya tutulsam. Aldattığım kızlarla merhabalaşıp, mutlu bir yuva kurabilsem keşke. Ne eksik ne fazla asgari bir sevgiye koca olsam bir kadına. Hak etmediğim mutluluğa mirasçı olsam. Biraz ticaret kafam olsa, bir koyup beş alabilsem sonra. Mutluluk ben çağırınca gelmiyor ya hani, parasını versem de benden âlâ mutlu olmasa. Baba olmak için sadece geceleri çaba göstersem . Tohumuna para saysam ancak bu kadar olurdu diyeceğim çocuklarım olsa. Ne bileyim bütün dünya buna inansa, bir inansa hayat bayram olsa...
Öyle işte a dostlar. Her zaman ki ben işte. Biraz karamsar, biraz muzip. Mutlu geçmişinden mutsuzluk hikayeleri üreten. Geçmişine özlemci, bugününden şikayetçi bir yalnız adam...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder