Tam 5 gündür İstanbul yaşanmaz bir şehir haline geldi. Birkaç yüz tane duyarlı vatandaşın yapmış olduğu sessiz eylemin bu hallere geleceğini kim düşünebilirdi. Hayatımda ilk defa bir eylemde bu kadar bulunmak istedim. Gidemedim evet isteyenler korktu desin, isteyenler klavye kahramanı desin. Ama olaylara hiçbir zaman duyarsız kalmadım.
Ülkeyi bir yandan ikiye böldüler. Akp'liler ve diğerleri diye bir yandan da birleştirdiler tüm tribün grupları kolkola Taksim için bir araya geldi. Klasik cümleleri tekrar edersek gönül isterdi ki; hiç şiddet olmasaydı. Kaldırım taşları söküldü, arabalar yakıldı, polislere saldırıldı, kamu malına zarar verildi. Hadi bunları yapan insanlar marjinal, çapulcu, akl-ı selim değil. Zaten olmak zorunda da değil. Peki ya devletin aklı başında mı? Ortamı sakinleştirmek yerine nefret tohumları ekmek nedendir? Tamam vatandaşlarım bizde de hata var sizde de gelin ortak bir payda da buluşalım denilemez miydi? Denilseydi ne olurdu aaa bakın hükümete geri adım attırdık mı diyeceklerdi?
İki ağacın sökülmesi ile Türkiye'de yeşil alanlar bitmez belki ;ama koskoca bir iradeyi görmezden gelerek bu kervan yürümez. Ülkenin televizyonlarında iktidarı eleştiremiyorsan, gazeteciler, öğrenciler hapiste ise, üniversitede konferanslara karşıt görüşlü öğrenciler alınmıyorsa, canı bir şekilde yanmış vatandaşın halinden anlanılmıyorsa kusura bakmayın ama bu insanlar seslerini nasıl duyuracaklar. Bu olayda doğrular kadar yanlışlar da var. CHP ve BDP bu olayı sahiplenmemeli. Ortam müsait buradan iktidara çakarız düşüncesi ile kusura bakmasınlar ama iktidar falan olamazlar. Olaylar bu hale geldiyse zaten onların beceriksizliğinden geldi.
Hiçbir zaman siyasetçilere güvenmedim. Bugün Suriye'ye kol kanat gerenler Irak için neredeydi? 1974 Barış Harekatında bize destek veren Kardeş Kaddafi'yi toprağa diktatör Kaddafi olarak vermedik mi! Bugün başka halklara el uzatan devletimiz kendi halkını Melih Gökçek'in deyimiyle bir kaşık suda boğmaya neden çalışır. Üzülmemek elde değil. Bugün Taksim'e cami yapmak istiyorum dediğinde bir başbakan sevinemiyoruz bile. İnsanları öyle bir hale getirdiler ki; Müslümanlığımızı, Türklüğümüzü sorgular hale geldik.
Sokakta bıyıklı,kumaş pantolon giyenleri fişliyoruz, başörtüsü takanları fişliyoruz, mini etek giyenleri fişliyoruz. Hele hele elinde Türk bayrağı ve Atatürk posteri tutanları neredeyse vatan haini ilan ediyoruz.
Dün polisin arkasından camiye gitmek isteyenlere iktidar yanlısı diye taciz ettiler, küfür ettiler. Ülke böylesine bir duruma gelmişken bir durumları yabancı kanallardan öğreniyoruz. Ya bu ülkenin yarısını deli s.kti. Böyle güzelim bir ülkenin, iktidarın kıymetini bilmiyor. Ya da ülkenin diğer yarısı ayran içerek kafayı buldu iyi icraat ile kötü icraatı ayırt edemiyor. Bu işin kazananı yok. Her halükarda bu ülke kaybedecek...
Ülkeyi bir yandan ikiye böldüler. Akp'liler ve diğerleri diye bir yandan da birleştirdiler tüm tribün grupları kolkola Taksim için bir araya geldi. Klasik cümleleri tekrar edersek gönül isterdi ki; hiç şiddet olmasaydı. Kaldırım taşları söküldü, arabalar yakıldı, polislere saldırıldı, kamu malına zarar verildi. Hadi bunları yapan insanlar marjinal, çapulcu, akl-ı selim değil. Zaten olmak zorunda da değil. Peki ya devletin aklı başında mı? Ortamı sakinleştirmek yerine nefret tohumları ekmek nedendir? Tamam vatandaşlarım bizde de hata var sizde de gelin ortak bir payda da buluşalım denilemez miydi? Denilseydi ne olurdu aaa bakın hükümete geri adım attırdık mı diyeceklerdi?
İki ağacın sökülmesi ile Türkiye'de yeşil alanlar bitmez belki ;ama koskoca bir iradeyi görmezden gelerek bu kervan yürümez. Ülkenin televizyonlarında iktidarı eleştiremiyorsan, gazeteciler, öğrenciler hapiste ise, üniversitede konferanslara karşıt görüşlü öğrenciler alınmıyorsa, canı bir şekilde yanmış vatandaşın halinden anlanılmıyorsa kusura bakmayın ama bu insanlar seslerini nasıl duyuracaklar. Bu olayda doğrular kadar yanlışlar da var. CHP ve BDP bu olayı sahiplenmemeli. Ortam müsait buradan iktidara çakarız düşüncesi ile kusura bakmasınlar ama iktidar falan olamazlar. Olaylar bu hale geldiyse zaten onların beceriksizliğinden geldi.
Hiçbir zaman siyasetçilere güvenmedim. Bugün Suriye'ye kol kanat gerenler Irak için neredeydi? 1974 Barış Harekatında bize destek veren Kardeş Kaddafi'yi toprağa diktatör Kaddafi olarak vermedik mi! Bugün başka halklara el uzatan devletimiz kendi halkını Melih Gökçek'in deyimiyle bir kaşık suda boğmaya neden çalışır. Üzülmemek elde değil. Bugün Taksim'e cami yapmak istiyorum dediğinde bir başbakan sevinemiyoruz bile. İnsanları öyle bir hale getirdiler ki; Müslümanlığımızı, Türklüğümüzü sorgular hale geldik.
Sokakta bıyıklı,kumaş pantolon giyenleri fişliyoruz, başörtüsü takanları fişliyoruz, mini etek giyenleri fişliyoruz. Hele hele elinde Türk bayrağı ve Atatürk posteri tutanları neredeyse vatan haini ilan ediyoruz.
Dün polisin arkasından camiye gitmek isteyenlere iktidar yanlısı diye taciz ettiler, küfür ettiler. Ülke böylesine bir duruma gelmişken bir durumları yabancı kanallardan öğreniyoruz. Ya bu ülkenin yarısını deli s.kti. Böyle güzelim bir ülkenin, iktidarın kıymetini bilmiyor. Ya da ülkenin diğer yarısı ayran içerek kafayı buldu iyi icraat ile kötü icraatı ayırt edemiyor. Bu işin kazananı yok. Her halükarda bu ülke kaybedecek...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder