Ömrümden giden bir günü daha koyverdim karanlık geceye. 25 yaşımda hayatıma nasıl anlam katarım onu düşünüyorum kuzi. Aradan neredeyse iki buçuk ay geçti. Geçenlerde Salacak sahilinde tek başıma oturdum çay içerken seni düşünüyordum. Hani bir araya geldiğimizde Hakan ve ben seninle alay ederdik. Çayı ne güzel içerdin be çocuk. Kitapçıların tozlu raflarını gezerken geliyorsun aklıma benim aklım kitaplarda, sen ise bir film beğenip bir an önce eve gitmenin peşindesin.

Bazen şanslı olduğunu da düşünmüyor değilim. Bu sezon şampiyonluk yarışı Beşiktaş ile Fenerbahçe arasında. Gerçi burada olsan BİZ BİTTİ DEMEDEN HİÇBİR ŞEY BİTMEZ derdin. Dedemin her geçen gün eriyip gittiğini görmeyeceksin. Kaç ay oldu bilmiyorum ama İzmit'teki evin bahçesi yabani otlarla dolmuştur. Salıncağın olduğu yerde şimdi yeller esiyordur. İnsanlar her geçen gün birbirini anlamaktan uzaklaşıyor be kuzi.
Öyle bir yerdeyim ki içim içime sığmadığı her an yüreğimden bir parça koparıp kuşlara atıyorum. Ne olacak bizim bu halimiz; kendim kendime sormadan edemiyorum. Dolu dolu yaşar mıyız? Bir ev sahibi olmak yerine yuva kurmanın peşine düşer miyiz? Kazandığımız para kadar değil de hayallerimiz el verdiği kadar yaşar mıyız? Kendimiz olabildiğimiz her günün kıymeti bilir miyiz?Ah ah akıp giden zaman ömrümüzden gidiyor, keşke bizden alıp sana katabilseydik. Aynı sofrada bölüştüğümüz ekmek gibi, su gibi bölüşemedik hayatı...
Gittin arkanda kağıt kalem değil de
Anılarımıza kazıdığın kahkahanı bıraktın.
Biliyorum soracaksın yine...
Hayaller?
Unutmadık , ertelemeye devam ediyoruz.
Sevmek?
Henüz daha yolumuz kesişmedi?
Mutluluk?
Belki bir gün neden olmasın.
Dert etme sakın;
Biliyorsun; belki hiçbir şey yolunda gitmedi ama hiçbir şey de bizi yolumuzdan etmedi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder