Bazen soruyorlar yalnızlık nasıl bir şey diye? Cevap vermiyorum. Herkes anlamaz özgürlüğün kıymetini, öncelikle ortada bir irade var. O iradeye saygı göstereceksin. Çok fazla Hollywood filmi ile aklımızı karıştırdılar. Sonu hüsranla biten çok ilişki gördük. Birileri kulağınıza fısıldayabilir sonunu düşünen kahraman olamaz diye. Aldırış etmeyin onlara. Peşinden koşulacak o kadar çok kadın var ki koşacaksan bari imkansızın peşinden koş sıradan birisi olmasın. Belki bu mantıktan olsa gerek yalnızlığım.
Umutsuz bir romantik değilim, şıpsevdi zaten olamam. Belki gamsız diyebilirsiniz ona sesimi çıkartmam. Tuhaf bir ruh halindeyim. Gökten boşanırcasına yağmur yağıyor. Her insanın yaptığı gibi ilk gördüğüm boş taksiye (kız) ıslık çalıp binmem lazım. Nereye gittiğim önemli değil sadece sığınacak güvenli bir liman lazım. Fakat ben ellerim cebimde ıslanmayı tercih ediyorum. Bazen başımıza gelen felaketlerden kaçmamak lazım, gökkuşağı yağmur yağdıktan sonra ortaya çıkmaz mı? İşte onu bekliyorum...
Aldırış etmiyorum insanların benim hakkında söylediklerine. Ne var yani çok mu zor bir kızın aklını çelmek. Dikkat edin aklını çelmek diyorum gönlünü değil. Allahın işine karışacak kudretim yok. Herkesin sıradan bir hayatı var. Hayatınıza heyecan katmayan bir insana iş olsun diye sevgilim diyebiliyorsunuz. Türlü saçmalıklara gülümsemeyi becerebiliyorsunuz. Tek başınıza yapmaktan zevk aldığınız şeyleri artık onunla yaparak o zevkten de mahrum kalabiliyorsunuz. Yani kısacası kalbinizi bir kaç yıl nadasa bırakmaktansa gereksiz insanlara yer vererek kendinizi heba ediyorsunuz.
Bu kadar demagoji yaptıktan sonra ideal bir ilişkiye sahip olacağımı iddia etmeyeceğim yanlış anlaşılmasın. Mesela beraber olacağım kız "50 İlk Öpücük" filmindeki Drew Barrymore'un canlandırdığı gibi birisi olmayacak veya "Pearl Harbor"daki Kate Beckinsale veyahutta "Akıl Oyunları"ndaki Jennifer Connely gibi birisi. Bu gidişata son vermenin bir yolunu buldum. Beraber olduğum kızlara baktığımda onları göreceğim. İnsan bazen gerçeği görmek istemez sadece hayal dünyasında yaşamak ister. Ben buyum değişmiyorum, değişemiyorum. Yalnızlığımdan şikayetçiyim ama keyfini sürmesini de biliyorum. Çok kız geçti gözlerimin önünden hiç birine gitme kal diyemedim. Çünkü hiçbir zaman benim olmadılar...
Buraya kadar yazdıklarım belki size bir şey ifade etmemiş olabilir. O yüzden yazıyı birkaç özlü sözle bitirmek istiyorum.
"Zeki bir insan yalnızlıkta, düşünceleri ve hayal gücüyle mükemmel bir eğlenceye sahiptir."
"Yalnızlık, insanın çevresinde insan olmaması demek değildir. İnsan kendisinin önemsediği şeyleri başkasına ulaştıramadığı ya da başkalarının olanaksız bulduğu bazı görüşlere sahip olduğu zaman kendini yalnız hisseder"
Umutsuz bir romantik değilim, şıpsevdi zaten olamam. Belki gamsız diyebilirsiniz ona sesimi çıkartmam. Tuhaf bir ruh halindeyim. Gökten boşanırcasına yağmur yağıyor. Her insanın yaptığı gibi ilk gördüğüm boş taksiye (kız) ıslık çalıp binmem lazım. Nereye gittiğim önemli değil sadece sığınacak güvenli bir liman lazım. Fakat ben ellerim cebimde ıslanmayı tercih ediyorum. Bazen başımıza gelen felaketlerden kaçmamak lazım, gökkuşağı yağmur yağdıktan sonra ortaya çıkmaz mı? İşte onu bekliyorum...
Aldırış etmiyorum insanların benim hakkında söylediklerine. Ne var yani çok mu zor bir kızın aklını çelmek. Dikkat edin aklını çelmek diyorum gönlünü değil. Allahın işine karışacak kudretim yok. Herkesin sıradan bir hayatı var. Hayatınıza heyecan katmayan bir insana iş olsun diye sevgilim diyebiliyorsunuz. Türlü saçmalıklara gülümsemeyi becerebiliyorsunuz. Tek başınıza yapmaktan zevk aldığınız şeyleri artık onunla yaparak o zevkten de mahrum kalabiliyorsunuz. Yani kısacası kalbinizi bir kaç yıl nadasa bırakmaktansa gereksiz insanlara yer vererek kendinizi heba ediyorsunuz.
Bu kadar demagoji yaptıktan sonra ideal bir ilişkiye sahip olacağımı iddia etmeyeceğim yanlış anlaşılmasın. Mesela beraber olacağım kız "50 İlk Öpücük" filmindeki Drew Barrymore'un canlandırdığı gibi birisi olmayacak veya "Pearl Harbor"daki Kate Beckinsale veyahutta "Akıl Oyunları"ndaki Jennifer Connely gibi birisi. Bu gidişata son vermenin bir yolunu buldum. Beraber olduğum kızlara baktığımda onları göreceğim. İnsan bazen gerçeği görmek istemez sadece hayal dünyasında yaşamak ister. Ben buyum değişmiyorum, değişemiyorum. Yalnızlığımdan şikayetçiyim ama keyfini sürmesini de biliyorum. Çok kız geçti gözlerimin önünden hiç birine gitme kal diyemedim. Çünkü hiçbir zaman benim olmadılar...
Buraya kadar yazdıklarım belki size bir şey ifade etmemiş olabilir. O yüzden yazıyı birkaç özlü sözle bitirmek istiyorum.
"Zeki bir insan yalnızlıkta, düşünceleri ve hayal gücüyle mükemmel bir eğlenceye sahiptir."
"Yalnızlık, insanın çevresinde insan olmaması demek değildir. İnsan kendisinin önemsediği şeyleri başkasına ulaştıramadığı ya da başkalarının olanaksız bulduğu bazı görüşlere sahip olduğu zaman kendini yalnız hisseder"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder