11 Haziran 2015 Perşembe

Demirin Tuncuna İnsanın Piçine...

 Bugüne kadar hiçbir siyasi oluşumun içinde olmadım. Maçkalı’yım ailem o kadar renkli bir siyasi kültüre sahip ki. İçimizde çok kaliteli solcular da var, sadık milliyetçiler ,  milli görüşe ibadet edenler de. Ben ne kendimi onlara yakın ne de uzak hissediyorum.  Düşünsenize hak, adalet ve eşitlikten yana olduğum için birileri bana komünist diyor, Türküm ve bununla gurur duyup milliyetçiyim dediğimde faşist olabiliyorum. Elhamdülillah Müslümanım  ve muhafazakarım dediğim de ise gerici veya fundamantelist olabiliyorum. Zor be bu ülkede vicdanı ve aklı hür bir insan olmak. Hakemsen ibnesin , futbolcu isen en kral sensin, manken isen kesin orospusun, sanatçılığın kıymeti yok bilim adamı isen cefa çekmelisin. En iyisi siyasetçi olmak hee ne dersiniz.”
“Valla bu kadar saydıktan sonra en makulü siyasetçi olmak gibi geliyor. Yok mu onları ifade edecek kelimelerim.”
“Elbette var tabi. “Kuduz köpek” Ağızlarından salya akıtarak konuşuyorlar. Kendi kendime dedim. Kimse mükemmel değil , hani diyorlar ya çalıyorsa aslanıma yiğidime helal olsun. Hiç olmazsa biraz da bize veriyorlar diyenler var ya. Denedim be çok denedim kendimi bir siyasi oluşuma ait hissetmeyi. Ama hep tezatlıklar gözüme çarptı , cehaletin bizim ülkemizde mutluluğa sebep olduğunu anladığım gün , bilgeliğin yalnızlığını yaşamaya karar verdim.”
İlginç bir ülkeyiz. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidar olduğu  ülkemde insanların adalete inancı var mıdır? Peki ya kalkınmaya ne demeli. Sakın Galatasaray’lıların her mağduriyetinde ama bizim UEFA kupamız var dediği gibi , ama onlar yol yaptı demeyin. İnsanoğlu yıllar önce uzaya yol yapmış , biz hala duble yollarla seçim kazanıyoruz. Mağduriyetten gelen insanların vicdanları ile belki huzur buluruz dediğimiz ülkede hapishaneler ağzına kadar dolu. Asya ile Avrupa’yı fetheden atalarımızın başarıları ile gururlanırken , torunlarının Asya’dan Avrupa’ya araba ile geçememesi ne acı vericidir. Boşver bu dünyayı ahiret için ne yapıyorsun diyen din adamlarının milyonluk makam araçları ile gezdiği ortamda bırak karanlığa bir mum da sen yakmayı. Ampulun ışığı fazla geldi gözlerimiz sahte mutluluktan kamaşıyor.
Belki de ülkenin en önemli mirası olan Halk Partisi’ne ne demeli. İçerisi kafatasçı , sığ görüşlü ama çok bilmişlerle dolan, halka sefaleti kendine iktidarı layık gören cehalet partisi. Her şeyimizi aldılar; fabrikalarımızı, topraklarımızı , servetimizi…Ama halkın partisini kaybetmek çok koydu be.
Bugünlerde Selahattin Demirtaş’ı dinliyorum. Tam hayalimdeki siyasetçi. Fakirliğimden onur duyuyorum , heyecanlanıyorum kimi zaman ağzından çıkanları dinlerken. Belki de ilk defa geleceğe dair siyasi bir hayal kuruyorum. Fakat o an aklıma, üniforması kanlar içerisindeki şehidim geliyor, gözü yaşlı analar. Bunca uğraş ne içindi. Aklım evet , vicdanım hayır diyor. Kabil’in Habil’i öldürmesi ile başlayan serüven bugün hala devam ediyor.  Belki pişman olmuşlardır, silahın değil tatlı dilin , merminin değil bürokrasinin arkasına sığınacaklardır diyorum ama nafile. Bu milletin yeni bir başlangıca değil mutlu bir sona ihtiyacı var. Allah yolumuzu çizdi ise bize düşen yürümek. Bize verdikleri ile yetinip , paylaştıkça büyümek.

Bugün değil ama belki bir gün kendi partimizi kurarız. İktidar olma hayaliyle değil de, çayımıza kurabiyelerimizi batırıp; azizim ne olacak bu memleketin hali dediğimizde. Merak etmeyin bu ülkenin gençleri ne yapacağını bilir demek için. Bizim bir kavgamız varsa o da ekmek kavgasıdır. Çünkü boş bir mide ile devrim yapılmaz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Dünyaya hoş geldiniz orospu çocukları!

Çocukluğumdan beri her zaman yaşadığım bir duygu vardır. Bunaldığımda kaçıp saklanabileceğim bir yer bulmak ve orada yalnızlığın verdiği ses...