19 Nisan 2017 Çarşamba

Hit Em Up...

    Bu aralar iş hayatını eleştiren bir yazı yazmadığımın farkına vardım. Terfimi aldın lan yoksa, maaşa zam mı geldi gibi sorular gelmesin aklınıza? Öyle üç kuruşa sistem eleştirisini bırakacak yavşaklığa erişmedim daha :) 

     Geriye dönüp muhasebesini yaptım geçen yılların. Üniversiteden mezun olduktan sonra kendimce kalifiyeli bir mezundum. Akıcı olmasa da bir yabancı dilim, iyi bir lisans ortalamam, referanslarım, stajlarım ve her şeyden önemlisi kendimi iyi yetiştirdiğime dair inancım vardı. Fakat girdiğim onca iş görüşmesinde değiştiremeyeceğim şeyler yüzünden elenmek zorunda kalmıştım. Misal 22 yaşında yeni bir mezun kişinin hem aranılan iş tecrübesine sahip olması hem de askerliğini yapmış olması gibi. Ya da Türkiye'nin sayılı üniversitelerinden mezun olamadığı için ikinci veya üçüncü tercih olması gibi. Hayatın gerçeklerini ne kadar erken kabullenirsen yarışın başında kaybettiğin mesafeyi o kadar çabuk eritirsin. 

        Bazı işleri ben beğenmedim gerek kariyer imkanlarını gerekse ücretini. Ki üniversite mezunu adama da 1.500 TL ile başlıyorsunuz ama sonrasında hızlı yükseliyorsunuz gibi telkinler pek de inandırıcı gelmemişti. Bazı işler de beni beğenmedi... Derken bir gün konser alanlarında yer gösterirken, bir gün alışveriş merkezinde tezgahtarlık yaparken buldum kendimi. Sırf evden para almamak için. Düşünceler karamsarlığa kaymıştı iyiden iyiye. Ya üzerime yapışırsa bu işler diye düşünüyordum. Küçük mü görüyordum, beğenmiyor muydum yoksa bu işleri. Halbuki ülkede bugün her 4 üniversite mezunundan biri işsiz. Her iş bulan 4 üniversite öğrencisinden 3'ü eğitim aldığı alanın dışında çalışıyor. 

         Baktım hayalini kurduğum ortam bana gelmiyor. Ben ona gitmeye çalışayım dedim. Yapmam dediğim bankacılık ile işe başladım. Az maaşa bol stresli iyi mi? Aynı zamanda dışarıdan çeşitli kurslara giderek eğitim aldım. Kütüphanemi her geçen gün genişlettim. Zengin bir film arşivi yapmayı da unutmadım. Askerliği de aradan çıkarırsam hızlı yol kat ederim dedim. Ve nihayetinde ülkenin büyük holdinglerinden birinde işe girdim erken yaşımda. Peki yıllarca aldığım eğitim, verdiğim mücadele, yaz tatillerinde çıraklık, tezgahtarlık yaptığım günlerden masa başına oturmak bana mutluluk getirdi mi? Evettt artık yeni bir sınavım vardı önümde. 

           Benim gibi hayallerine sıkı sıkıya sarılmış, vahşi hayvanlar gibi işine saldıran binlerce insanın arasında kendin kalabilmeyi becerip, aynı zamanda kariyer basamaklarını da emin adımlarla çıkabilmeyi başarabilmek. Hımmm hassiktir oradan dediğinizi duyar gibiyim. Öğrenci iken; size sadece kalifiyeli bir çalışan olmanız için yapmanız gerekenler öğütlenir ve öğretilir. Fakat iş hayatına girince bu öğrendikleriniz sizin geriye kalan iş hayatınızda sadece ufak bir öneme sahip olacaktır. Bunu anlarsınız. 

         İş arkadaşlarınızla iyi geçinebilmek ve onların gönüllerini hoş tutabilmek ilk edinmeniz gereken yetkinliğinizdir. Çabuk kaynaşır, kolay güvenir, bulduğunuz her fırsatta gıybetlerini yaparsınız. Öyle iş çıkışı kurulan içki masalarına, yapılan selfie'lere aldanmayın. Her çalışana nasip olmaz öyle içi dışı bir dünyalar tatlısı insanlara. Ama ne yalan söyleyeyim ben o konuda şanslıyım. Biri sağımda biri solumda oturuyor ama pek de sevdiğimi belli etmiyorum. Şımarırlar sonra :) 

         Mobbing denen kavramla çok geçmeden tanışıyorsunuz. Bu yüzden iş hayatınızda mobbing ile mücadele edebilmek ve bunun panzehirini bulabilmek edinmeniz gereken ikinci yetkinliktir. Başardığınız her iş beklentileri arttıracaktır. Bu da demek oluyor ki hiçbir zaman istenilen seviyeye gelemeyeceksiniz. Hep bir eksiğinizi bulacaklardır. Sakın şikayet etmeyin hee... Biz o yollardan geçtik diyenler hemen başınıza dikilecektir. Çevrenizdeki insanların ruh hallerini çalıştıkları yıl sayısına göre kategorize edebilirsiniz. 1-3 yıl arası handjob,  3-6 yıl arası blowjob, 6-10 yıl arası hardcore ve 10 yıl sonrasına party hard diyebiliriz. 

         Yöneticilerinizle iyi geçinmek istiyorsanız, sakın onlardan daha iyi olmaya çalışmayın. Bu edinmeniz gereken üçüncü ve en önemli yetkinliktir. Onlara ne kadar yetenekli olduklarını, tecrübeli olduklarını hissettirin. Öyle sürekli eğitimler, sertifikalar alıp gözüne gözüne sokmayın. Alıp o diplomaları rulo yapıp tersten saplamasın sonra bir yerlerinize. Terfi dönemlerini stressiz atlatmak için blowjob öneriyor uzmanlar. Hani şu 3-6 yıl arasındaki tecrübeye sahip insanlar. Çünkü o dönemler yükselip kariyerinizde yeni sayfalar açacağınız dönemler. O yüzden akademik olarak blowjob, argo tabirle taşşaklarını yiyim abi moduna girerek  siz de tuttuğunu koparan bir çalışan olabilirsiniz. Yeter ki neyi tuttuğunuz farkında olun. 

       Ulan işin orospusu olmuş gibi yazı yazdım. Halbuki bir bok olmuş değilim. Ama deneyim olarak 3-6 yıl arası deneyime sahip olan birisine göre, ben blowjob kısmını atlayıp direkt party hard durumuna geçtim. Ohh şampanya patlatıp, buzlu badem kıvamına geldik. Az beklenti, çok iş, hep stres, tam enerji... Bu yazıyı da her sabah işe girerken aklımdan hiç çıkmayan Tupac Shakur'un efsane diss'i ile bitiriyorum.

I ain't got no motherfucking friends
That's why I fucked your bitch, you fat motherfucker
Take Money
West Side, Bad Boy killers
Take Money
You know who the realest is
We bring it too
Take money, take money

           

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Dünyaya hoş geldiniz orospu çocukları!

Çocukluğumdan beri her zaman yaşadığım bir duygu vardır. Bunaldığımda kaçıp saklanabileceğim bir yer bulmak ve orada yalnızlığın verdiği ses...