Çok şükür üniversite hayatıma da noktayı koydum,ama öğrenim hayatım devam ediyor.Üniversiteye gitmeden önce hep izlediğim filmlerin ve okuduğum kitapların etkisi altındaydım.Üniversiteye gireceğim,yeni insanlarla tanışıp,farklı düşünceler edineceğim,yeni fikirlerin etkisi altında yeni ufuklara yelken açacağım.Çok iyimserim değil mi hakikaten gerçek hayat ile filmlerin bir olacağını düşünecek kadar safmışım.
Aslında eleştiremiyorum da bu durumu herkes kendine göre haklı.18 yaşında hatta 25-26 yaşında bile anca üniversiteyi kazanabilen insanlar Türkiye'nin farklı yerlerinde bir araya geliyorlar;amaç nedir okumak mı yok hayır zannetmiyorum.Okumak zevk işidir,bir zanaatdır,her satırda her kelime de farklı bir ruh haline bürünür farklı bir kimliğe sahip olursunuz.Peki neden okumayı sevmiyoruz? Sanırım bu sorunun cevabı gayet net.Ne okuyacağımıza bile biz karar veremiyoruz. Her şey piyasa şartlarına göre gerçekleşiyor. Çocuk iken bir futbolcu, pop yıldızı, mühendis, pilot olmak gibi hayallerimiz vardı. Sonra okula başladık; birileri bize önce basitten matematiği, fiziği, kimyayı öğretti o da yetmedi olayı daha da karmaşık hale soktular. Bir de yetmezmiş gibi bizi bunlardan sınava tabi tutup üniversiteye girme şartı olarak önümüze loydular.
Aslında eleştiremiyorum da bu durumu herkes kendine göre haklı.18 yaşında hatta 25-26 yaşında bile anca üniversiteyi kazanabilen insanlar Türkiye'nin farklı yerlerinde bir araya geliyorlar;amaç nedir okumak mı yok hayır zannetmiyorum.Okumak zevk işidir,bir zanaatdır,her satırda her kelime de farklı bir ruh haline bürünür farklı bir kimliğe sahip olursunuz.Peki neden okumayı sevmiyoruz? Sanırım bu sorunun cevabı gayet net.Ne okuyacağımıza bile biz karar veremiyoruz. Her şey piyasa şartlarına göre gerçekleşiyor. Çocuk iken bir futbolcu, pop yıldızı, mühendis, pilot olmak gibi hayallerimiz vardı. Sonra okula başladık; birileri bize önce basitten matematiği, fiziği, kimyayı öğretti o da yetmedi olayı daha da karmaşık hale soktular. Bir de yetmezmiş gibi bizi bunlardan sınava tabi tutup üniversiteye girme şartı olarak önümüze loydular.
Sayısal okuyanların zeki ve sorumluluk sahibi, sosyal bilimlere ilgi duyanların ise tembel ve başarısız olduğunu düşünenlerin sayısı yadsınamayacak kadar. Edebiyat hocalarının kendi fikir dünyasını aşıladığı öğrencilerden yaratıcı,tarihçilerin taraflı anlattığı tarih dersinden sonra da öğrencilerin objektif olmasını beklemek eşekten şarkı söylemesini beklemek gibi birşey bu ülkede...
Bugün milyonlarca genç geleceğin akıbetsizliğinden dert yanar durur. Onlardan biri de benim. Zamanında istediğim lisede istediğim üniversitede eğitim alabilecek miyim diye düşünürdüm. Şimdi severek yapabileceğim, hakkımı elde edebileceğim, önümdeki 5-10 yılın planını yapabileceğim bir işe sahip olabilecek miyim diye her gün kendimi yiyip duruyorum. Ne için peki? Sıf çevremdekilerin alaylı bakışları ve iğneliyici sözlerinden bir an önce kurtulabilmak için mi? "4 sene üniversiteye gittin,o kadar kitap okudun,diploma aldın hala işsiz misin veya ala ala bu kadar mı maaş alıyorsun:)" Sadece birilerine karşı güçlü görünebilmek, ailemize karşı mahçup olmamak, toplum içerisinde saygınlığa sahip olmak, daha çok paraya sahip olmak...Okumak bugün sadece bundan ibaret... Sözlerimi bitirirken Fight Club filminden alıntılar yaparak bitirmek istiyorum.
Tyler Durden der ki: "Bizler tarihin ortanca çocuklarıyız. Bir amacımız ya da yerimiz yok, ne büyük savaşı yaşadık ne de büyük buhranı. Bizim savaşımız ruhani bir savaş, en büyük buhranımız hayatlarımız. Evet bizler tüketiciyiz.Tutkulu bir yaşam tarzının yan ürünleriyiz. İnsanlar bunu her gün yapıyor,kendileriyle konuşuyor, hayallerindeki gibi olmak istiyorlar;ama cesaretleri olmadığı için eyleme geçmiyorlar."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder