Gecenin geç bir saati blog sitelerini dolaşırken yine düşüncelere dalmışım. Ve maalesef yine sistemi eleştirmek geldi içimden. Diyebilirsiniz ki hep eleştiri hep eleştiri nereye kadar ama bu kadar güzelliğin içinde bu kusurlarda insanın bırak gözüne batması bildiğin delip geçiyor.
Üniversiteden mezun olmadan önce haberlerde hep duyardık her üç üniversite öğrencisinden birisi işsiz, işsizlik rakamları son üç ayda tek haneli rakamlara düştü, kişi başına düşen milli gelirimiz arttı, merkez bankasının dolar rezervleri tarihi rekor kırdı, 2023'de en büyük 10. ekonomiyiz, demokrasi yolunda yetmez ama evet, üniversite sayısında İngilizleri geçtik, ülkeye gelen doğrudan yatırımlar arttı vb. birçok haber hergün bir kulağımızdan girip ötekisinden çıkıyor. Aklımızda ise kısaca önemli satırbaşları kalıyor. Şimdi felaket tellallığı yapmayacağım fakat gözü açık rüya görenler gibi şakşakçılık da yapamam sıradan bir vatandaş olarak içimden gelenleri saydıracağım şimdi...
Bugünlerde her üniversite mezunu genç arkadaşım harıl harıl iş arıyor. İlk başlarda çıta hep yüksek tutulur ee tabi ki öyle olacak, herkes kendisini en iyisine layık görüyor ama zaman geçtikçe sabırsızlık, stres ve umutsuzluk baş gösteriyor ve zamanla yapmam dediklerinizi bile yapıyorsunuz . Ülkede üniversite sınavına girenlerin sayısı kadar insan KPSS sınavına giriyor. Bu ne anlama geliyor kısaca açayım. Tabiri caizse genelleme yapacağım çünkü %90 böyledir. 4 sene veya iki sene üniversite okuyup bir baltaya sap olamayacağını anlayan, özel sektörün rekabet şartlarında şansının olmadığını gören, sırtını devlete yaslayıp rahat yaşamak isteyenlerin girdiği bir sınavdır. İktisat literatüründe kamu kesiminin marjinal verimliliği sıfırdır ya işte bu insanlarda ya çaresizdir ya da gerçekten sıfırdır. Bende bu sınava girdim riyakar olmayayım idealim var ama bende rahatına düşkün koca kıçlının tekiyim. Ama her şeyi bir kenara bırakın bu insanların bir o kadarının da koyun olması gücüme gitmiyor değil. Allah inşallah bana o günleri göstermez de bir koli ramazan kumpanyasına oyumu satmam...
Demiştik ya ülke zenginleşiyor kişi başına düşen milli gelir ve Gayrisafi milli hasıla artıyor hatta daha somut bir örnek insanlar artık daha çok tüketiyor, kıçları rahat gördü, karınları doydu da diyebiliriz. İşte ülkemizdeki her iki insanın zihniyeti böyle olduğundan iktidar tarafından koyun gibi güdülmeye mahkumuz. Çünkü Türk insanı yediği tabağa tükürmez, vefakardır, ona uzatılan yardım elinin arkasında hangi niyetin olduğuna bakmaz. O sadece günü kurtarmanın peşindedir çünkü bugüne kadar daha fazlası reva görülmedi onlara. Hal böyle olunca bu ülkede her iş,aş diyen partiye oy verip oyumuz çöpe gidiyor. İktidar birilerini çöplükten çıkartıp zengin ederken birilerini çöplükten çıkartıp şehit ediyor. Ülkeye giren sıcak para birilerini ısıtırken, o sıcak paranın faizini yabancılara ödeyen gariban halkın kıçı soğuktan donuyor. Oyu karşılığında belediyede üç kuruşa işe alınan adam Allah razı olsun deyip her işi yaparken, parasal gücü ile iktidara destek olan her dediğini yaptırıyor. Mesai saatleri içerisinde banka sırasına girip vatani görevini yapanlar akşam boğaz kenarındaki gece kulüplerinde eğlenirken, 18 yaşında parası olmayan gençler kör kurşuna şehit olurken akşama onların evinde ağıtlar yakılıyor. 4 yıl emek veren liyakat sahibi genç pazarda limon satarken, okula uğramadan diploma alan falanca bakanın yeğeni falanca kurumda bir yerlere geliyor....
İşte böyle bir ülkede bunları yıllardır bunları yaşarken kimse bana geleceğe umutla baktığını söylemesin. Ülke zenginleşir, tüketim artar, ekonomi büyür ama adalet olmadıktan sonra bi sikime yaramaz. O yüzden s.ktir et demokrasiyi; ağrısız başım, bir tabak dolusu aşım deyip yaşayın. Fakir edebiyatı ile zengin olanların, basın karşısında iyiyi oynayıp gece yarısı mecliste milletin anasını ağlatanların iktidar olduğu bu ülkede işsiz kalmışın, sokakta kocan tarafından 40 kere bıçaklanmışsın, atama beklerden menopoza girmişsin ne fark eder. Koy götüne rahvan gitsin, biz bu kadar koyun olursak illa ki birileri gelip bizi güder. O yüzden istikrar sürsün, badem bıyıklılar gülsün :)
Üniversiteden mezun olmadan önce haberlerde hep duyardık her üç üniversite öğrencisinden birisi işsiz, işsizlik rakamları son üç ayda tek haneli rakamlara düştü, kişi başına düşen milli gelirimiz arttı, merkez bankasının dolar rezervleri tarihi rekor kırdı, 2023'de en büyük 10. ekonomiyiz, demokrasi yolunda yetmez ama evet, üniversite sayısında İngilizleri geçtik, ülkeye gelen doğrudan yatırımlar arttı vb. birçok haber hergün bir kulağımızdan girip ötekisinden çıkıyor. Aklımızda ise kısaca önemli satırbaşları kalıyor. Şimdi felaket tellallığı yapmayacağım fakat gözü açık rüya görenler gibi şakşakçılık da yapamam sıradan bir vatandaş olarak içimden gelenleri saydıracağım şimdi...
Bugünlerde her üniversite mezunu genç arkadaşım harıl harıl iş arıyor. İlk başlarda çıta hep yüksek tutulur ee tabi ki öyle olacak, herkes kendisini en iyisine layık görüyor ama zaman geçtikçe sabırsızlık, stres ve umutsuzluk baş gösteriyor ve zamanla yapmam dediklerinizi bile yapıyorsunuz . Ülkede üniversite sınavına girenlerin sayısı kadar insan KPSS sınavına giriyor. Bu ne anlama geliyor kısaca açayım. Tabiri caizse genelleme yapacağım çünkü %90 böyledir. 4 sene veya iki sene üniversite okuyup bir baltaya sap olamayacağını anlayan, özel sektörün rekabet şartlarında şansının olmadığını gören, sırtını devlete yaslayıp rahat yaşamak isteyenlerin girdiği bir sınavdır. İktisat literatüründe kamu kesiminin marjinal verimliliği sıfırdır ya işte bu insanlarda ya çaresizdir ya da gerçekten sıfırdır. Bende bu sınava girdim riyakar olmayayım idealim var ama bende rahatına düşkün koca kıçlının tekiyim. Ama her şeyi bir kenara bırakın bu insanların bir o kadarının da koyun olması gücüme gitmiyor değil. Allah inşallah bana o günleri göstermez de bir koli ramazan kumpanyasına oyumu satmam...
Demiştik ya ülke zenginleşiyor kişi başına düşen milli gelir ve Gayrisafi milli hasıla artıyor hatta daha somut bir örnek insanlar artık daha çok tüketiyor, kıçları rahat gördü, karınları doydu da diyebiliriz. İşte ülkemizdeki her iki insanın zihniyeti böyle olduğundan iktidar tarafından koyun gibi güdülmeye mahkumuz. Çünkü Türk insanı yediği tabağa tükürmez, vefakardır, ona uzatılan yardım elinin arkasında hangi niyetin olduğuna bakmaz. O sadece günü kurtarmanın peşindedir çünkü bugüne kadar daha fazlası reva görülmedi onlara. Hal böyle olunca bu ülkede her iş,aş diyen partiye oy verip oyumuz çöpe gidiyor. İktidar birilerini çöplükten çıkartıp zengin ederken birilerini çöplükten çıkartıp şehit ediyor. Ülkeye giren sıcak para birilerini ısıtırken, o sıcak paranın faizini yabancılara ödeyen gariban halkın kıçı soğuktan donuyor. Oyu karşılığında belediyede üç kuruşa işe alınan adam Allah razı olsun deyip her işi yaparken, parasal gücü ile iktidara destek olan her dediğini yaptırıyor. Mesai saatleri içerisinde banka sırasına girip vatani görevini yapanlar akşam boğaz kenarındaki gece kulüplerinde eğlenirken, 18 yaşında parası olmayan gençler kör kurşuna şehit olurken akşama onların evinde ağıtlar yakılıyor. 4 yıl emek veren liyakat sahibi genç pazarda limon satarken, okula uğramadan diploma alan falanca bakanın yeğeni falanca kurumda bir yerlere geliyor....
İşte böyle bir ülkede bunları yıllardır bunları yaşarken kimse bana geleceğe umutla baktığını söylemesin. Ülke zenginleşir, tüketim artar, ekonomi büyür ama adalet olmadıktan sonra bi sikime yaramaz. O yüzden s.ktir et demokrasiyi; ağrısız başım, bir tabak dolusu aşım deyip yaşayın. Fakir edebiyatı ile zengin olanların, basın karşısında iyiyi oynayıp gece yarısı mecliste milletin anasını ağlatanların iktidar olduğu bu ülkede işsiz kalmışın, sokakta kocan tarafından 40 kere bıçaklanmışsın, atama beklerden menopoza girmişsin ne fark eder. Koy götüne rahvan gitsin, biz bu kadar koyun olursak illa ki birileri gelip bizi güder. O yüzden istikrar sürsün, badem bıyıklılar gülsün :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder