Bugün Üsküdar'dan Kuzguncuğa doğru yürürken müzik son ses ağır adımlarla sallanarak ilerliyorum. Demolition filmini izlediyseniz ne demek istediğimi anlarsınız. İçimde öyle bir his var ki; bir şeyleri kırıp döküp parçalamak istiyorum. Ama bunu küfrederek değil de yüzümde aptal bir gülümseme ile yapmak istiyorum.
İnsanlara olan tahammülüm gün geçtikçe azalıyor. Hani bir söz var ya; İnsanları tanıdıkça yalnızlık güzelleşiyor diye. Birileri tarafından küçümsenip, aptal yerine konulmaya çalışılıyoruz hep. Mesela metroda sıra beklerken arkadan dolanıp önünüze geçmeye çalışan üstün zekalılar var. Sizden daha çok parası olduğu için Allah'ın sevgili kulu olduğunu iddia eden akrabalar var. Zor zamanında destek olduğunuz ama sizi zor zamanınızda yalnız bırakan dostlar var. Kendi vakti sizinkinden daha değerli olan, canı tatlı, zora gelemeyen iş arkadaşları var. Sizi sevdiğini söyleyen ama bu sevgiyi ağzınıza sıçarak gösteren yöneticiler var. Çok çalışmaktan usanmış, kaybolan yıllarının acısını sizden çıkaran babalar var. Sadakatinizi, sevginizi, gelirinizi, hayallerinizi ölçen kız arkadaşlarını da eklemeden geçemeyeceğim.
Tek başına hayatı öğrenen adamı yokluğunuzla korkutabileceğinizi mi sanıyorsunuz? Ellerimle toprağa gömdüğüm insan sayısı, düğününe gidip göbek attıklarımdan fazla. Ben iyi gün değil, kötü gün dostu olmayı yeğledim. Can dostumu, kuzenimi, kardeşimi, yer yatağında şakalaşıp güldüğüm küçük çocuğu kaybettim. Mezar taşının karşısına geçip, sessizce gülümsedim. Hani filmlerde derler ya. Acaba şimdi bizi bir yerlerden izliyor mudur dedim. Konuştuklarımızı duyuyor mudur? Kan bağını bir kenara bıraktım. Bayram mesajlarını, hal hatır sormaları rafa kaldırdım. İçimden gelmiyorsa her şeyi ve herkesi görmezden gelmeyi öğrendim. Kim ne iş yapıyor, ne kadar kazanıyor, kiminle evlenmiş sadece genel kültürden ibaret.
Harcanıp giden bir ömrün ağrısıdır bu aslında. Alttan aldığımız hayatın, tepemize çıkmasıdır. Yarın yine bir önceki günün aynısı doğacak. Yaşama ağrısı boynumuza asılacak, biz yine vapurdan simit atacağız martılara. Üç kuruşu bir araya getirmenin derdine düşeceğiz. İnsanlara tahammül edeceğiz ister istemez. Yaptığımız iyilikleri denize atacağız, küçük küçük gelen mutlulukları yarın ki zor günler için biriktireceğiz. Aradığımız aşkı ideal vücut ölçülerinde aramaya devam edeceğiz. Tutamayacağımız sözler tabi ki olacak. Kimilerine hak ettiğinizden fazla şans verirken, kimilerine bir şansı bile çok göreceğiz. Sahip olamadıklarımız için şikayet edeceğiz. Önce aynada kendimize bakmadan başkalarını eleştireceğiz... Tüm bunlar aklıma geldikçe çıldıracak gibi oluyorum. Herkes akıllı bir ben mi deliyim diyorum kendi kendime. Yüzüne baktıklarım gerçekten mutlu mu yoksa mutluymuş gibi mi davranıyor ayırt edemiyorum artık. Ve bir gece daha başımı yastığa koyarken vicdanımı rahatlatıp halime şükretmeye çalışıyorum. Böylesine bir düşünce dünyasının içinde bir tane daha doğuruyor insan kendinden ; Korkma ben varım desin diye...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder