2017'ye kendimce radikal kararlar alarak başladım. Misal telefonumdan sosyal medya hesaplarını sildim. Böylece insanlar ne yapmış ne etmiş, kim mutlu kim mutsuz daha az gözüme çarpacak. Edebiyat dergilerine benden başka kimsenin okumadığı vasat yazılarımı göndermeye başladım. Bakalım artık 2019 mu 2020 mi olur bir tanesinde bir yazım yayınlanır inşallah. Kütüphanemi genişletme çabalarıma hız kesmeden devam ediyorum. Yüksek lisans bittiğine göre ufaktan doktora için hazırlıklara da başlayabilirim. Yıllardır yabancı dilimi perfect seviyesine getiremedim. Bi zahmet götümü sıkıp halledeyim diyorum artık.
Yoğun iş temposunun arasında fırsat bulursam bir de KPSS'ye girip defterdarlık veya merkez bankası mı kovalasam? Olmayacak biliyorum ama hedef koymadan da hayatımın bir anlamı olmuyor be? Başarısızlıklarımdan ders alıp, karamsar yazılar yazabilmem için bu şart :) İşe girdiğim günden bu yana bir türlü borç bakiyesini sıfırlayamadım. İnşallah Eylül ayında borcu olmayan hür bir adam olarak işimden istifa edeceğim. Kendime verdiğim 3 yıllık ZORLU kariyer hedefini doldurup, tükürdüğümü yalamadan kendi yoluma gitmek nasip olur inşallah... Hadi bakalım hayırlısı.
Ulan rotam bile hazır, gideceğim ülkeler, okuyacağım kitaplar, yazacağım makaleler ve deneme yazılarının konu başlıkları bile belli... Avrupa turu için yeterli parayı bulur muyuz diye düşünüyorum kara kara. Hem evin geçimine yardımcı ol, hem devlete hem bankalara olan borcu öde, sosyal hayattan geri kalmamak için biraz para harca... Ben hangi ara para biriktireceğim lan. Bir de benim için bugüne kadar kendin için ne yaptın diyorlar? Gel de anlat insanlara. Murat neden karamsar! Hayata neden küfrediyor muşum? Ne yapsaydım hayatımı sikenlere oturup bir de şiir mi yazayım! Lütfen ama...
Bir de koltuk altında bu kadar karpuz taşırken, kızın birini sevelim dedik. Onu da elimize yüzümüze bulaştırdık ya la! Bundan sonra Fatih hocamın dediği gibi "Taktik maktik yok bam bam bam..." Çok fazla Yeşilçam filmi izlemişiz. Kendinden çok sevdiklerini düşünmeyecekmişsin. Açık sözlü olmayacakmışsın. Çok fazla hayaller kurup bunları da paylaşmayacakmışsın. İnsanlar seni bir baltaya sap olamayan ezik birisi olarak görebilir. Mazaallah...
Yani anlayacağınız bir şeyleri kırmadan, incitmeden düzeltmek isterken bom bok ediyormuş insan. Ne kadar iyi olursa olsun, yaptığı ilk hatada en kötü oluyormuş insan. İyi olmak yetmiyor, şanslı da olacakmış insan. Ne O öyle hayatı sorgulamalar, sistemi eleştirmeler. İhtiyaç kredisi çekip nişanı, düğünü yap. Zaten takılardan gelen paralarla eritirsin sen onu. Antalya'da veya İtalya'da aylar öncesinden yapılan rezervasyonla balayını da ucuza kapatırsın. Oh miss... Kimse bizim mutlu olma hayallerimizi test etmesin. Ne zaman nerede mutlu olacağımızı size mi soracağız lan kaynatasızlar. Hadi şimdi bu yazıyı da okuyup Murat karamsar deyin. Karamsarlık değil lan bu , kara mizah...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder