Söze nasıl başlanır bilemiyorum. Bazen böyle oluyor, bir kelime yazsam arkası gelecek gibi. Yolunda gitmeyen bir şeyler var sanki hayatımda. Bir gün umut doluyor içim , bir gün karamsarım. Metropol hayatı işte ne beklersiniz. Zorluklar içerisinde, maddi sıkıntılar ile boğuşurken nasıl oldu da bugünlere geldik. Okuduk, adam olma yolunda ilerliyoruz.
Bugün yine can dostlar ile bir araya geldik. Doğduk, çocuk olduk, büyüdük...Ümit Besen'in deyimiyle gelin olmuş gidiyorsun çağındayız. Ne olacak bu memleket derken, hayallerimize geldi konu. Mahmut hep hayalini kurduğumuz butik kafeyi açtı. Yıllardır gidip geldiğimiz Kuzguncuk artık ikinci evimiz. Ne yalan söyleyelim emlak piyasasını takip ediyoruz. Birkaç seneye evlenip Kuzguncuklu olmanın derdindeyiz. Elimiz ekmek tutalı yıllar oldu. Sorsanız kenarda üç kuruş paramız yok. Hepimizin derdi kendimizden önce ailemizin ekmek derdi. Keşke demiyoruz yaşadığımız her sıkıntı bizi daha da kenetliyor hayata, hayallerimize. Arkamıza dönüp baktığımız da insanlık için küçük ama bizim için büyük adımlar atmışız onun farkına varıyoruz.
Hiç aşık olmayan adamlar olarak, kendi yuvamızı kurup başkalarını mutlu etmenin derdindeyiz. Çünkü başkalarını mutlu edebildiğinde mutlu olabileceğimiz gibi absürd bir fikir kazınmış aklımıza. Sadece acı çekmeye değer birini bulamadık doğru zamanı bekliyoruz. Açıkçası bir insana hayallerimizi, geçmişimizi, geleceğimizi ve yapabileceklerimizi anlatmaktan da sıkıldık. Herkes ilişki yaralısı. Ne oldum delisi. Odunların yaşadığı memlekette romantizm beklentileri hat safhada. Romantik yemekler, sürprizler, yurt dışı tatilleri, standart pozlar, orjinal evlenme teklifleri, tek taş yüzük vs. Valla özümüzde serseri çocuklarız, makul adamlarız. Yapmacık olamıyoruz. Bakmayın edebiyat parçalıyoruz arada, şiirler falan, konuşurken cümlelerin sonu özlü sözlerle bitiyor. Hayal dünyasında yaşıyoruz. İçimizde hala Zeytinburnu stadına sloganlar eşliğinde giren maganda çocuklar var. Okuldan kaçıp mahalle arasında top oynuyoruz. Küfür desen ohooo edebiyatını yaptık.
Velhasıl kelam... Nefret ettiğimiz insanlarla iyi geçinmekten sıkıldık artık. Başkalarının mutlu portlerini görmekten de. Biz dişi kırık, usu kırık, mutsuzluğundan da mutluluk çıkarabilen adamların çocukları olarak böyle aşkın ızdırabını deyip yolumuza bakmak istiyoruz. Yaşam bize okuduğumuz bütün kitaplardan daha fazlasını öğretiyor. Çünkü yaşam bize karşı direniyor. Ve biz önümüze çıkan engelleri aştıkça kendimiz olup mutlu olabiliyoruz. O yüzden bizi sizi anlamak zorunda bırakmayın. Daha önemli işlerimiz var...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder