Sabah güneşi görmeden çıktığımız evimize, gecenin karanlığında dönüyoruz. İşe doğru ağır adımlarla ilerlerken mahallenin kedisi Garfield'ı ya bir apartman köşesinde ya da bir arabanın tepesinde fosur fosur uyurken görüyorum. İnsan kediyi kıskanır mı demeyin. İş stresinden nasıl bunaldıysam artık yanına kıvrılıp yatasım geliyor kahpe kedinin...
26 yaşımızda daha okyanusu göremeden derede boğulduk iyi mi? Demolotion filmindeki gibi içimdeki nefreti kusmak için balyoz ile boş inşaatlara dalacağım. Hayat bu mu lan diye düşünüyorum be kaynatasızlar siz de öyle düşünmüyor musunuz? Başınıza dikilmiş topuklu ayakkabılarını tıkırdatan yöneticilerden gına gelmedi mi size de? Bütün gün oturarak çalışmaktan sandalyeye kıçını sığdıramayan insanlar görüyorum. Sabah kahvaltısı mı o da ne mesela! Kadınlar doğurganlığını kaybetmiş, erkekler desen takım taklavat baş aşağa gelmiş. Alaaddin'in sihirli lambası gibi ovala ovala belki içinden cin çıkar.
İş çıkışında Starbucks'ta konjonktür'ü tartışıyoruz. Arkadaşın biri bilmem kaç ülkeyi görmüş. Afrika'yı merak ediyor. Cape Town'dan girip, Ruanda'dan çıkarım diyor. Tek temennim sikmeseler bari... İtalyan'ların pizzası o kadar da aham şaham değil? Asya'da aç kalırsın ama, ördek ağzı ile kurbağa bacağını mutlaka dene. Keşişlere de sor bakalım kamasutra kan akışına iyi geliyor mu diye. Bu ara düğünlerden çok kına geceleri konuşuluyor. Pardon #HennaNight diyecektim ne kadar da geriden takip ediyorum trendi. Allah'ım inşallah bize de 12 katlı maket pasta kesmeyi nasip eder. 500 kişiye yemek vermezsem çüküm düşer diye düşünüyorum. Girişi kayıkla mı yapsam, beyaz atla mı yapsam hâlâ kararsızım. Mobilya mutlaka İsveç'ten, televizyon izleyerek değerli vaktimi harcamak istemiyorum. O kadar da banel insanlar değiliz. Salon boydan boya kitaplık, L şeklinde kanepe, saten çarşaf ile yatağa kayarak gireceğim. Abi genel kültür olsun diye sağolsunlar her şeyi anlatıyorlar. Cehaletimizi gideriyoruz. Ama insan içinden de vay amına koyim demeden edemiyor.
Lan hepiniz mi kazandığınız parayı cebinize indiriyorsunuz. Eve katkı yapan, alışveriş, faturalar ne bileyim kira falan ödemiyor musunuz? Üniversitede KYK kredisi alan da mı yok? Üç kuruş cebine para girince evdeki eşyaları yenileyip, babanızın borcunu harcını da mı ödemediniz ? Ulan bizim babalarımız hayata erken atılın derken bildiğin bizi ayakta sikmiş haberimiz yok? Argo kelimeleri bilerek kullanıyorum. Çünkü durumu Türk Dil Kurumu kurallarına göre anlatırsam sahiciliği kalkmıyor. Yeşilcam filmlerindeki kötü adamlar gibi. Fil hakika bu hayat bizi bir güzel icma ediyor da diyebilirdik oysa ki...
Birkaç sene sonra yumurta götümüze dayanıp borçları kapatıp yeni borçların altına da gireriz biz. Misal evlenelim desek nasıl para biriktireceğiz. Ev döşemek 100 bin diyorlar, söz, nişan, kına gecesi , düğün, balayı... Babama güveneyim desem, adam bana davetiye gönderirsen sevinirim diyor :) O derece yani. Hayatın en vahim durumu da şu ki; pozitif olup hayatımı dilediğimce yaşarım diyorsun. Kafana göre de bir hayat arkadaşı buluyorsun. Fakat çevremizdeki bok yiyenin evlatlarına biz düğün, balayı falan yapmayacağız diyemiyorsun. Başlık parası kalktı ama, kız dediğin de bedava gitmez kardeşim. Parası olanın bunları hiç düşünmesine gerek yok. Veriyorsun organizasyon şirketine cash parayı onlar senin adına her şeyi yapıyor.
Son iki yıldır yaşadığımız iş stresinden dolayı spermler de kalitesini kaybetmiştir diye düşünüyorum. Her sabah karın ağrısı ile işe gelip, kabız olmuş gibi kıvrana kıvrana çalışıyoruz. Hayatımızın en verimli zamanları İstanbul trafiğinde evden işe, işten eve giderken heba oluyor. Bir de patronların yalakası yöneticiler verimlilikten bahsetmiyor mu? Yok biz sizin zamanınızda şöyle yapıyorduk, sizin de yaptığınız iş mi? Bekliyorum bir gün birisi serviste cinnet geçirip vitesin topuzunu sokar ya. Nasip işte bakalım. İbnelik değil mi bugün de karamsar yazdım. Ama ruh halim gayet rahat. Fren patladı bir kere , yokuş aşağı gidiyorum. Umarım altıma alırım birkaç kişiye de kim vurduya gider...
Kahkaha attım :)
YanıtlaSil