18 Haziran 2014 Çarşamba

Uzak Hayaller, Yakın Denizler...

            Hayatın bilinmeyen denizlerinde her sabah yeni limanlara yelken açıyoruz. Kimi zaman durgun sularda ilerlerken beklenmeyen fırtınalara yakalanıyoruz, kimi zaman dümeni yanlış tarafa kırıyoruz. Kader bu ya fırsatlar hep bir adım ötemizde kalıyor, uzansak tutamıyoruz, tutsak elimizden kayıyor. Mutluluk ve başarıyı yakalamak ile geçen ömrümüz ancak onu peşinden koşmakla geçiyor.

             Her sabah aynada baktığım yüzüm gün geçtikçe, ben farkında olmadan yaşlanıyor. Saçlarım kırlaşmış, hafif de seyrelmeler yok değil hani! Annem ile hala kitaplarım yüzünden kavga ediyoruz. Annem kavga edecek başka bir mesele bulamadığından kitaplarıma laf ederken, ben güvenip sarılacağım başka bir şeyim olmadığından kitaplarıma sahip çıkıyorum. Tabi bunca yokluğun arasında evimize güneş gibi doğan kardeşimi de unutmamak lazım. Cebi delik, gönlü zengin, kahkahası bol, hayatı sade ve sıradan yaşayan biz umutsuz ev ahalisine yarınlara umutla bakacak bir neden oldu.

              Başıma yastığa koyduğumda düşünmeden uyumadığım tek bir gecem oldu mu hatırlamıyorum. Ne olacak bizim bu halimiz diyerekten başladığım üniversiteyi bitireli iki sene olmuş, askerliğe bir engel gözü ile bakarken şunun şurasında 1 ay kalmış bitmesine...Ve önümde şimdi bitmeyecek bir mücadele öyküsü var. Sayfalar masanın üstünde, kalemim kenarda beni bekliyor. Hayallerimi bozuk para yapmış, kumbaramda saklarken; bir umut ya belki talih bizimde yüzümüze güler.

               

Bir insanın ölümü düşünmek için haklı bir sebebi olabilir mi?

2021 yılında hiç blog yazmamışım. Ne olacak benim bu üşengeçliğim bilmiyorum. Halbuki eskiden her Allah'ın günü bir şeyler yazardım. 20&...