Ellerim cebimde bizim sokağa girerken derin bir nefes aldım. Anılar canlandı birden
gözümde. Hafiften kırlaşmış saçlarım, sakallı
yüzüm, beyaz gömleğim ve takım elbisem ile mahallenin abisi olduğumu
hatırladım. Yaşadığım harika çocukluğumun her anı mahallenin duvarlarına,
kaldırımlarına kazanmış adeta. Cebimizdeki üç kuruş para ile fruko gazoz ve
cips alıp bir apartman köşesinde 4-5 kişi yumulup mutlu olduğumuz anlar.
Annelerimiz bakkala gönderdiğinde para üstlerini aşırıp top aldığımız günler.
Hepsi de geride kaldı.
Bugün sokaklarda gönül verdiği
takımın formalarını giyip gol sevinci yaşayan çocukları göremiyorum. Mahallenin
çocuklarına çekirdek kola alıp onlarla sohbet eden abiler de yok. Bir zamanlar
sevincimize, eğlencemize ortak olan mahallenin sevimli esnafları da
öyle...Babamlar gibi oldum galiba ömrüm eski günlerin ve geri gelmeyecek
anıların özlemi ile geçecek.
Zeytinburnu eskiden daha
amansız bir yerdi. Geceleri sokağa tek başına çıkmak yürek isterdi. Bilmediğin
mahalleden besmelesiz geçmezdin tabiri caizse. Sahip çıkardık birbirimize,
hakkımızı yedirmezdik. Sevdalandığımız kıza toz kondurmazdık, büyüklerimize saygı
duyar, küçüklerimize destek olurduk. Bugün öyle bir ruh hali içerisindeyim ki,
gözlerimi açıp, en güzel günlerimi geçirdiğim mahalleme yabancıyım. İmkanım
olsa belki arkama bakmadan terkeder giderim. 3-5 gün hatırlarlar sonrasında
esamem bile okunmaz.
Sünnetimizde hep
beraber olduğumuz arkadaşlarımızla düğünlerimizde de halay çekecektik. Birer
birer kaybettik birbirimizi. Hiç unutmuyorum, karşı komşumuz Turgay vardı.
Mahallenin en efendi, en iyi top oynayan çocuğuydu. Abim olsa belki bu kadar
sevmezdim. Menenjit olduğundan hastane hastane gezdirilirken yolda kaybettik.
Bir sabah selası ile uyandığımızda tüm mahalle sokağa çıktık. O gün
kenarlarından yama yaptığımız topumuz öksüz kaldı.
Kimilerimiz
ebediyete yol aldı, kimilerimiz geçim derdine daldı. Ağaçların arkasından gizli
saklı seyrettiğimiz kızlar yuva kurdu. Sonbaharın huzur veren rüzgarında
sallanan yapraklar gibi tek tük ama kopmayan bir kaç eleman kaldık. Ahmet Kaya'nın şarkısıyla sınıyordu hayat bizi " Olmasaydı sonumuz böyle..."