29 Aralık 2019 Pazar

YARIN OLMADAN

Gelenekselleşen yıl sonu yazılarımdan bir tanesi ile karşınızdayım sevgili dostlarım. Daha önceki yazılarımda yaptığım gibi 2019 yılının muhasebesini yapıp, yeni yıldaki beklentilerimden ve planlarımdan bahsedeceğim. Öncelikle geride kalan yıla bir geri dönmek istiyorum. 

Geneline baktığımda kendi adıma fena geçmediğini söyleyebilirim. Aşk hayatı, iş hayatı gibi konularda tabi ki bir gelişme olduğunu söyleyemem. Fakat hiç olmazsa bir şeyleri değiştirmeyi denedim. O yüzden hakkımı yiyemeyeceğim. Artık hayat ile ilgili pek bir beklentim yok. Franz Kafka'nın da dediği gibi: "Olmamasına razıyım. Oluyormuş gibi olmasın yeter." O yüzden hayata dair beklentilerimi düşük tutmayı tam olarak öğrendim diyebilirim. 

Yine Erdal Tosun'un meşhur repliğinde dediği gibi: "Bir ara çok konuştum, hiç faydasını görmedim. Bıraktım." Hayatım boyunca ailemden ve arkadaşlarımdan hiçbir şey gizlemedim. Dümdüz anlattım. Fakat yıllar içinde kitaplarla aramda gelişen bağdan sonra beni anlayan insan sayısının bir ya da iki kişiyi geçmediğini de anladım. Her geçen gün daha da yalnızlaşıyorum. Ama halimden de gayet memnunum. 

Bir kadına bağlanma sorunumun olduğunu çok önceleri biliyordum ama kabullenemiyordum. Fakat bu maymun iştahlı olduğum için değil. Bazı ilkel güdülerimi törpülemeyi öğrendim. Yani cinselliğin de güzel bir kadınla beraber olmanın da aslında çok matah bir şey olmadığını deneyim yoluyla öğrenmiş bulundum. Biten her ilişkiden ya da flörtten sonra üzülmem gerektiği düşünelebilir. Fakat hayata kaldığım yerden devam edebiliyorum. Bu benim gamsız, vurdumduymaz ya da şıpsevdi olduğum anlamına mı gelir? Sanırım kadınların bakış açısından öyle. 

Babam gibi olmayacağım diye gayret ediyorum uzun zamandır. Nazım Hikmet'in bir dizesi var ya hani: "Ben babamdan ileri, doğacak çocuğumdan geriyim" diye. Tabi ki babamın örnek aldığım çok yönü var. Fakat bizim devrin ilişkileri ve evlilik kültürü onların zamanındaki gibi değil. Yıllar boyunca tanıdığım her insanı gözlemledim. Yaptığı işi, kazandığı parayı, bunlardan aldığı hazzı, çocukluğunu, ilişkilerini vs. Daha iyi bir insan olmaya çalışırsam, kendime özgü bir karakterim olursa, analatabileceğim anılarım, paylaşabileceğim duygularım olursa belki bir şeyler özel olur diye düşünmüştüm. Gelinen nokta da başarısız olduğumu görüyorum. Belki bu benim hatalarımdan kaynaklıdır, belki de yanlış zamanda yanlış yerde olduğumdandır. 

Umudumu kaybettiğimi söyleyemem. Kim bilir beraber gülüp eğleneceğim, bir şeyler öğreneceğim, yanında kendimi rahat ve mutlu hissedeğim insan da tıpkı benim gibi doğru zamanı bekliyordur. Belki o da kendisini hazırlıyordur hayata karşı. O yüzden 2020 yılından payıma düşen mutluluğu bekliyorum. 

Bana karamsar dediğinizi biliyorum. Ben de inatla realist olduğumu söylüyorum. O yüzden benden umut dolu bir yazı beklemeyen insanların çok olduğunu farkınyadım. Ama yazmayacağım. Çok uzatmadan yeni yıldaki planlarımdan bahsetmek istiyorum. 
  • Aşçılık ve pastacılık kursuna gitmek istiyorum. Kafaya koydum aslında. Yemek yemeyi seven birisi olarak ileri düzey yemek ve sevdiğim tatlıları yapmak istiyorum. Kitaplar, filmler ve ekonomi, siyaset gibi uzmanlık alanlarının yanına gurmelik de eklesem fena olmaz. Hiç olmazsa yediğim enfes yemekleri yapmasını bilmeliyim.  
  • Ehliyet almamın zamanı geldi sanırım. Her ne kadar toplu taşımada kitap okumak gibi bir alışkanlığım olsa da ehliyeti ne olur ne olmaz cebime koyayım.
  • Türkçe literatürü elimden geldiğince iyi takip ediyorum. Fakat yabancı dille yazılan kaynakları hakkını vererek takip etmeye üşeniyorum ve biraz da zorlanıyorum. Bunun üstesinden gelmek istiyorum. 
  •  Floransa'ya gitmemin vakti geldi. Maddi imkanları zorlayıp İtalyan rönesansını ve aydınlanmasını yerinde görsem iyi olacak. Sonrasında zamanla hayalini kurduğum şehirleri de bir bir ziyaret ederim diye düşünüyorum. 
  • Blog sitesini normal bir siteye çevirsem güzel olacak diye düşünüyorum. Bir zamanlar blog sayfamın 200 bin kez tıklandığımı düşünürsem ve bunca yıldır az çok bir şeyler öğrenebildiysem bunları daha profesyonel bir ortamda paylaşabilirim. Okuduğum kitapların, izlediğim filmlerin ve tiyatro oyunlarının detaylı incelemesini yazabilirim. Tarih, felsefe, ekonomi, siyaset ve entelektüel spor tarihi hakkında da elimden geldiğince bir şeyler karalayabilirim sanırım.
Kadınlar konusunda bir beklentim yok yeni yılda. Kelebeği kovalarsan sizden kaçar. Görmezden gelirseniz siz farkında olmadan omzunuza konar. Can Yücel'e sığınarak bitiriyorum:

Güle sormuşlar neden dikenlisin?
Beni yalandan değil gerçekten seven tutabilsin diye...


Bir insanın ölümü düşünmek için haklı bir sebebi olabilir mi?

2021 yılında hiç blog yazmamışım. Ne olacak benim bu üşengeçliğim bilmiyorum. Halbuki eskiden her Allah'ın günü bir şeyler yazardım. 20&...