Sıraselviler'den Cihangir'e doğru ilerliyorum. Yıllar olmuş gelmeyeli o güzelim yerlere. Alışmışız Kuzguncuk ile Çengelköy hattına. Ara sokaklardan birinin duvarına yazmışlar "Hangimiz Sevmedik" diye... Hobaa birden kulaklarımda Müslüm baba. Kafamı usanmış aşıklar gibi sallaya sallaya ilerliyorum. Deli gibi sevmek ruhumuzda var ulan.
Tutunamadık gitti hayatın yemyeşil dallarına. İsyanımız Allah'a değil haşa; ama ne olacak bizim bu ruh halimiz diye de düşünmüyor değilim. Hayaller kurarken bulduk bir cenderenin içinde kendimizi. Sıkıştık kaldık iyi mi! Şiirler yazıyoruz olmayan kadınlara, geçim derdi çıkmıyor hiç aklımızdan, bak yine bir vefasız yelken açmış bir başkasının hayallerine... Ne olursa olsun benim mutluluğumu kim gasp ettiyse helali hoş olsun.
Sevemedik gitti bir kadını, yıllarımız birisinin peşinde heba olmadı. Hep realist baktık, gidenlerin arkasından el sallamadık, bir rakı sofrasında gazel atmadık. Bağlanamadık, kimse de bizi sahiplenmedi. Kollarına emanet edeceğimiz sevdalarımız olmadı. Aptallar gibi davranamadık. Sahi kendimize yediremediğimizden mi? Yoksa bir küçük çocuğun kalbiyle sevemediğimizden mi? Katlanamadığımız kalabalıklar sarmış etrafımızı, yalnızlık diz boyu, deniz kenarında çocukluğumu parça parça kopartıp martılara atıyorum. İyi bir insan olmak istiyorum ama ilişkilerde yeterince süre alabildiğimi düşünmüyorum. Ya kendimi anlatamıyorum ya da çok açık sözlüyüm.
Ben yer yanımla eksiğim, diğer yarımı arıyorum. Ben karamsarım, aydınlık kısmıma şiirler yazıyorum. Ben saçlarına aklar düşmüş küçük bir çocuğum, aynı kaldırımda sevebileceğim bir kadınla oyunlar oynamak istiyorum. Öğreneceğim çok şey var farkındayım, ben sabırla bana sevmeyi öğretecek bir kadının hayalini kuruyorum. Mutluluk teneffüs ziliyle gelen kısacık molalarda olsa da razıyım. Dersimiz Sevmek, Konusu Bir ömür devam ettirebilmek...