9 Temmuz 2014 Çarşamba

Hayallerin Ötesinde, Yaşamın Kıyısında...

          Bu hayatta bazı şeylerin karşılığı olmamalı diye düşünüyorum. Karşılıksız sevgi gibi klişeleşmiş bir söz kullanmayacağım. Ama bedel ödemekten sıkılmadık mı? Biz sıradan insanlar gazetelerin 3.sayfalarındaki entrika haberleri olmaktan ne zaman kurtulacağız. Her gün gözümüze sokulan hayatlar, küçük kaçamaklar, yasak aşklar, kolay edilen şöhret ve parayla gelen saadet.

           Kendi hayatını yaşamana izin yok. Bizim gibilerin iki dünyası var. İlkinde başkaların hayatında sadece bir nesneyiz. Yapmak zorunda olduğumuz işi yapıyor, onlardan arta kalanlara şükrediyoruz. Anlamı olmayan bir iktidar mücadelesinde gençliğini ve hayallerini satan bir avuç lejyoneriz. Diğer dünya ise sadece bize ait. Orada insanlar başarıya ve servete aç değil, muhtaç olduğu biraz sevgi, bir parça mutluluk...

             Sıkıntı aramaya gerek yok, en büyük buhran biziz. Eşlerimiz tarafından her gün aldatılıyoruz. Genelde akşam yemeğinden sonra televizyonun başında basıyoruz onları sahte aşkları ile. Ya biz; doğru kadını ararken kaç yaralı kalbi kırık kalpler durağında bıraktık. Adil olmayan bir oyunda herkes kendi kurallarına göre hayatta kalmaya çalışıyor. Tabi buna yaşamak denirse.

            Hep bir arayışın içindeyiz. Halbuki sahip olduklarımızı yastık altına koymaktan vazgeçsek, kimse kimsenin sırtına basıp yükselmek zorunda kalmayacak. Aslında çok da bir şey istemiyoruz. Uçurtmaların yüksek binaların gölgesine takılmadığı, topumuzun araba tekerinin altında kalmadığı, şekerin ve çikolatanın paylaştıkça çoğaldığı bir çocukluk istiyoruz. Ergenlik sivilcelerinden yeni yeni kurtulmaya başlarken girdiğimiz maraton gibi sınavlarda başarının değil bir gencin hayallerinin önemli olduğu, çalışmanın angarya değil, bir değer yaratma olduğu bir hayat istiyoruz.

             Ve en nihayetinde insan, ömrünün sonbaharında bir hazan güneşi ile uyandığı yatağında ölümü beklerken gülümsemek ister ölüm meleğine. Yolculuk buraya kadarmış, geriye kalan beyaz bir kağıda karalanmış nasihat: " Ömrün boyunca bir şeylere sahip olmanın peşinde koşacaksan bir kez daha düşün. Üzüntünde ağlayacağın bir omuz, sevincinde sarılacağın dostlar edin. Dostluk dediğin çelikten bir kasaya değil, etden bir kalbe ihtiyaç duyar. "

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Dünyaya hoş geldiniz orospu çocukları!

Çocukluğumdan beri her zaman yaşadığım bir duygu vardır. Bunaldığımda kaçıp saklanabileceğim bir yer bulmak ve orada yalnızlığın verdiği ses...