İlişkim biteli çok olmamıştı. Tipik Türk erkeği gibi soluğu teselli için rakı sofrasında aradık. Kadehler ardı ardına kalkıyor , boşaldıkça kederleniyordum. Zaten buraya kederimizden gelmemiş miydik? Kafam güzelleştikçe güzel düşünmeye başladım. Aldık ceketleri kendimizi Beyoğlu'nda dar bir sokakta birkaç orospunun kapısının önünde bulduk. Meğersem bizimkilerin amacı beni biraz sarhoş edip , ilk açılışımı yapmam için ortamı müsait hale getirmekmiş. Bir kadının acısını en iyi bir başka kadın unutturur...
Heyecanlandım , kıpkırmızı kesildim. Dişi aslan pençeleri ile yapıştı yakama geri çektim kendimi. " Ağzı süt kokuyor, bu anca çavuşu tokatlar." dedi. Herkes gülüyordu. Israr da etmediler. Ben kanepeye çöktüm , onlar da odalarına çekildiler. Tene batan tırnaklar , şehvetli çığlıklar derken ben gece bültenlerine dalmışım. Kendimi milli takım kampına davet edilip antremanda sakatlanan futbolcu, tek şiirlik şair , atanamayan öğretmen gibi hissediyordum. İşte o zaman gerçekten efkarlandım. Çektim kapıyı çıktım. Bir kutu ekstra aldım cila niyetine. Gazete kağıdına sarıp verdi tekelci. Kendimi tam bir ayyaş gibi hissettim. Sefil, yalnız ve derbeder.
Telefon rehberini açtım. Bir tane eski dost yok ulan. Gecenin bir yarısı kimi arasam, hüngür hüngür ağlasam. Başımı omzuna yaslasam. Dayanamadım eski kız arkadaşımı aradım. Bana olan öfkesi dinmemiş olacak ki, bela okuyup yüzüme kapattı. Halbuki tertemiz iyi bir aile çocuğuyum. Alt tarafı erkek erkeğe gittiğimiz bir tatilde tek gecelik bir rus macerası. Ondan başka arayacağım tek kadın annemdi. Dert ortağım. Beceremedim anne, bir kadının porselen gibi kalbini pamuklara sarmalayıp taşımayı beceremedim. Gözlerinin içine bakıp seni seviyorum diyemedim. Diyemedim ulan telefon açıp bunları.
Bir köşeye sızmış kendi kendime söylenirken şarapçı amca dayanamadı. Evlat çok kafa sikiyorsun, ne diyeceksen de siktir ol git, dedi Sana dert anlatanda kabahat. Nasıl şarapçısın lan sen dedim zar zor kalktım ayağa. Bir cigara yaktı , yüzüme doğru üfledi. Daha zamanın var evlat buralara düşmen için. Hayatın sillesini biraz ye öyle. Daha çok gençsin. Birkaç sokak ötede bizimkileri gördüm. Telaşlıydılar. "Nerdesin oğlum sen kızları sıcacık yatakta bırakıp sokağa attık kendimizi. Ağız tadıyla şeyyyy yaptırmadın."
Lan ibneler biz bu akşam kafa dağıtmaya çıkmadık mı? Kafamı bıraktınız lan bende. Sizde teselli arayan aklıma... Ben gidiyorum. Kafamı kitaplara gömerim , usulca ağlarım birkaç gün , belki balığa giderim. Biraz şiir karalarım beyaz kağıtlara. Ama sikerim böyle yapacağınız işi. Cenabet cenabet dolaşmayın yanımda uğursuz herifler. Hadi kaybolun. Yalnız bırakın beni , eskisi gibi.
Rahatlamıştım. Hem bu kadar efkarlanacak ne vardı ki. İlk defa mı kıçıma tekme yiyordum. Bu kafayla daha çok yerim zaten. Teselliyi 70'likte ararsın ama unutmak , unutmak kolay olmuyor işte. En iyisi yalnız kalmak. Arkana yaslanıp , geçmiş günleri hatırlamak...
Heyecanlandım , kıpkırmızı kesildim. Dişi aslan pençeleri ile yapıştı yakama geri çektim kendimi. " Ağzı süt kokuyor, bu anca çavuşu tokatlar." dedi. Herkes gülüyordu. Israr da etmediler. Ben kanepeye çöktüm , onlar da odalarına çekildiler. Tene batan tırnaklar , şehvetli çığlıklar derken ben gece bültenlerine dalmışım. Kendimi milli takım kampına davet edilip antremanda sakatlanan futbolcu, tek şiirlik şair , atanamayan öğretmen gibi hissediyordum. İşte o zaman gerçekten efkarlandım. Çektim kapıyı çıktım. Bir kutu ekstra aldım cila niyetine. Gazete kağıdına sarıp verdi tekelci. Kendimi tam bir ayyaş gibi hissettim. Sefil, yalnız ve derbeder.
Telefon rehberini açtım. Bir tane eski dost yok ulan. Gecenin bir yarısı kimi arasam, hüngür hüngür ağlasam. Başımı omzuna yaslasam. Dayanamadım eski kız arkadaşımı aradım. Bana olan öfkesi dinmemiş olacak ki, bela okuyup yüzüme kapattı. Halbuki tertemiz iyi bir aile çocuğuyum. Alt tarafı erkek erkeğe gittiğimiz bir tatilde tek gecelik bir rus macerası. Ondan başka arayacağım tek kadın annemdi. Dert ortağım. Beceremedim anne, bir kadının porselen gibi kalbini pamuklara sarmalayıp taşımayı beceremedim. Gözlerinin içine bakıp seni seviyorum diyemedim. Diyemedim ulan telefon açıp bunları.
Bir köşeye sızmış kendi kendime söylenirken şarapçı amca dayanamadı. Evlat çok kafa sikiyorsun, ne diyeceksen de siktir ol git, dedi Sana dert anlatanda kabahat. Nasıl şarapçısın lan sen dedim zar zor kalktım ayağa. Bir cigara yaktı , yüzüme doğru üfledi. Daha zamanın var evlat buralara düşmen için. Hayatın sillesini biraz ye öyle. Daha çok gençsin. Birkaç sokak ötede bizimkileri gördüm. Telaşlıydılar. "Nerdesin oğlum sen kızları sıcacık yatakta bırakıp sokağa attık kendimizi. Ağız tadıyla şeyyyy yaptırmadın."
Lan ibneler biz bu akşam kafa dağıtmaya çıkmadık mı? Kafamı bıraktınız lan bende. Sizde teselli arayan aklıma... Ben gidiyorum. Kafamı kitaplara gömerim , usulca ağlarım birkaç gün , belki balığa giderim. Biraz şiir karalarım beyaz kağıtlara. Ama sikerim böyle yapacağınız işi. Cenabet cenabet dolaşmayın yanımda uğursuz herifler. Hadi kaybolun. Yalnız bırakın beni , eskisi gibi.
Rahatlamıştım. Hem bu kadar efkarlanacak ne vardı ki. İlk defa mı kıçıma tekme yiyordum. Bu kafayla daha çok yerim zaten. Teselliyi 70'likte ararsın ama unutmak , unutmak kolay olmuyor işte. En iyisi yalnız kalmak. Arkana yaslanıp , geçmiş günleri hatırlamak...

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder