24 Ocak 2016 Pazar

Kaybettiklerin Kurtulduklarındır belki...

     Bir pazar sabahı yatakta ısınmak için iki büklüm kıvrılmışken, yüzüm soğuk duvara dönük boş gözlerle düşüncelere dalmışım. Gün başladı ve en hızlı şekilde akıp gidecek ellerimden. Hayatıma anlam katabilmek için saatlerim var , acele mi etsem yoksa ağır ağır keyfini mi sürsem bilemedim. Her pazar aynı kahvaltı sofrası, televizyonda yandaş medya yine paralelcilerin komplo teorilerini anlatıyor. Sanırım aynı saatlerde mutlu çiftler el ele İstanbul'un sessiz ve sakin bir köşesinde aşklarını ekmek arası yapıp yerken, ben hala çaya bir şeker mi atsam yoksa hiç atmasam mı diye nefsimle mücadele ediyorum. 

    İçimdeki küçük çocukla didişmeye devam ediyorum. Büyük bir adam olduğuma inanamadığım için hala küçük çocukların kurduğu hayalleri kuruyorum. Kısa yoldan mutlu nasıl olurum? Belki de mutluyumdur da farkında değilim. Yine aynı terane, yazının seyri karamsar ve iç dünyama yolculuğa dönüşmenin eşiğinde. Peki arkadaş çağımızın insanı mutluluğunun farkında değilken, çalışmaktan nefret ederken, kısa yoldan zengin olmanın peşinden koşarken nasıl oluyor da başka bir insanı mutlu edeceğine dair sözler verebiliyor. Hala akıl sır erdiremiyorum. Erkekler kadınlara sadıkmış gibi davranıyor, kadınlar da erkeklere mutluymuş gibi gülümsüyor belki de...

   Sonra defterimin bir kenarına yazdığım Bukowksi aklıma geliyor: "Hayatta kimseyi değiştiremezsin. Ve kimse için değişmemelisin. Ne sen başkası için mecburi istikametsin, ne de başkası senin için. Yorma kendini. Bırak hayatına eşlik etmeyen isteyenler seninle gelsin." 

          İş yerinde maruz kaldığınız psikolojik baskıyı unutun , ailenizin omzunuza yüklediği vefa borcunu da. Paranın getireceği mutluluğu düşünmek yerine , sahip olduğunuz en büyük serveti yani gülümsemenizi harcayın. Sizi yarı yolda bırakmaz. Sanırım yazacağım kelimelerim olduğu müddetçe bu dünyanın en zengin insanı benim. Kuracağım hayaller, dostlarımla geçireceğim günler, çocuğumun elinden tutacağım günler... Hayat hiç bitmesini istemediğim bir tencere puding ise, ben çay kaşığı ile mutluluğun dibini kazımak istiyorum. 
        

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Dünyaya hoş geldiniz orospu çocukları!

Çocukluğumdan beri her zaman yaşadığım bir duygu vardır. Bunaldığımda kaçıp saklanabileceğim bir yer bulmak ve orada yalnızlığın verdiği ses...