1 Ocak 2016 Cuma

Takvim Yaprağı...

           Duvarda asılı kalan son takvim yaprağı da yere düştü. Yavaşça eğildim ve arka sayfada yazan nasihatı okudum. Kaç eşsiz kitap okudum , izlediğim her filmden sonra kendimi düşünürken kaç kez buldum bilmiyorum. Kaç kez dostlarımla ocak başında oturduk, gelecek hayalleri kurduk, kah güldük kah dertlendik. Olmayacak dualara amin dilimizden düşmese de , inandık işte bir kere. Güzel günler göreceğiz, güneşli günler...

 Tabi bahar gelmeden önce kışı yaşamak lazım. O yüzden yüreğimize bir parça kor alev de düşmedi değil. Yılın son günü evime erkenden gitmek için acele ediyorum. İnsanlar evlerinde sıcacık yatağından çıkmaya tenezzül etmezken biz yine işimizin başındaydık. Bir insan yaptığı işten bu kadar nefret ederken , nasıl bu kadar sadık kalabiliyor akıl sır erdiremiyorum. Para mı? Kariyer mi? Ego mu? Hiç biri dostum hiç biri... Biraz olsun huzurun, bir parça mutluluğun en büyük velinimet olduğunu öğrendiğim günden beri kimseye eyvallahım olmadan yaşıyorum. Yaptıklarımın hatta yapamadıklarımın bana yol, su, hizmet olarak geri döneceğini söyleyen yöneticilerim. Anlamıyorlar ki 25 yaşındaki bir adamın hayallerinden başka kaybedecek neyi olabilir. Sabretmek, hayal kurmak, kurduğu hayallerin kumdan kaleler gibi yıkıldığını görmek imtihanımız.  

        Hayatında paranın önemi olmayan adamın , para ile imtihan edilmesi. Delicesine yaşamak isteyen İlker'in ölümle imtihanı gibi belki de... Umudunuzu kaybettiğinizde kolunuza girecek, demli çayınızı içerken size eşlik edecek, bu da mı ofsayt diye sitem ettiğinizde size kazanmanın değil oynamanın güzelliğini gösterecek biri lazım. Arıyoruz , bekliyoruz , özlüyoruz. Kendi kendimize de acaba diyoruz. Biz mi yanlış duraktayız yoksa o tren hiç geçmedi mi? 

            Çok mu çok düşünüyorum belki de düşüncelerimi anlatan kelimelerin her geçen gün anlamını yitirmesine dayamıyorumdur. O zaman tüm hayallerimize rağmen değişmeyen dünyanın şerefine kadehimi kaldırıyorum a dostlar. Neyse ki Bukowski var , ne zaman cümlelerimi bitirmekte zorlansam imdadıma yetişir. İşte öyle yazılarımdan bir tanesindeyim. 

             "Hayatta kimseyi değiştiremezsin. Ve kimse için değişmemelisin. Ne sen başkası için mecburi istikametsin ne de başkası senin için. Yorma kendini. Bırak hayatına eşlik etmek isteyen seninle gelsin..." 

                

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Dünyaya hoş geldiniz orospu çocukları!

Çocukluğumdan beri her zaman yaşadığım bir duygu vardır. Bunaldığımda kaçıp saklanabileceğim bir yer bulmak ve orada yalnızlığın verdiği ses...